KİTAP KORSANLIĞINDA SON NOKTA
Dr. Muharrem Kaya
Siz hiç kafanızı meşgul eden konularla ilgili bir kitap alıp eve gidip kitabı daha dikkatli incelediğinizde kitabın hiç işinize yaramayacak içi boş laflarla doldurulmuş, kof bir kitap olduğunu veya daha önce okuduğunuz bir kitabın nerdeyse aynısı olduğunu görüp hayal kırıklığı yaşadınız mı? Geçen hafta aldığım Bayram Erdoğan’ın Sorularla Türk Mitolojisi[1] kitabı bana, yukarıdaki cümlede yer alan ikinci tür hayal kırıklığını yaşattı. Sebebi ise bu kitabın 1967’de ilk baskısı yapılan Murat Uraz’ın Türk Mitolojisi[2] kitabının neredeyse aynısı olması. Neredeyse diyorum çünkü bir zamanlar Gerçek Yayınevi’nin 100 Soruda dizisinde olduğu gibi bölüm başlıklarını sorularla oluşturmuşlar. Bunun dışında metin kelime kelime aynı. Birkaç yerde günümüzde kullanılan kelimelerle yer değiştirmişler. Şamanlıkla ilgili bölümü (s. 13-28) başka bir yerden almışlar. Uraz’ın kitabının sonundaki mit, efsane ve destan metinlerini de almayıp kes, yapıştır yöntemiyle bu kitabı oluşturmuşlar.
Önce Murat Uraz’ın kitabındaki bölümler, Bayram Erdoğan’ın kitabında hangi bölümde hangi sayfalar arasında yer alıyor onu belirteyim. Uraz’ın kitabının 15’le 26. sayfa arasındaki birinci bölümü, Erdoğan’ın kitabında 95’le 104. sayfalar arasında yer alıyor. Uraz’ın ikinci bölümü 27-36. sayfalarda, bu bölüm Erdoğan’ın 105-111. sayfalardadır. Uraz’daki 37-86’deki üçüncü bölüm, Erdoğan’da 41-78’dedir. Uraz’daki dördüncü bölümün 87 ile 92 arası Erdoğan’ın 92-94. sayfalarında; bu bölümün 93 ile 107 arasındaki kalan bölümü ise Erdoğan’da 115-123. sayfalarında bulunmaktadır. Uraz’ın 108 ile 123 arasındaki beşinci bölümü, Erdoğan’da 125 ile 137 arasındadır. Uraz’da 124-141’deki altıncı bölüm, Erdoğan’da 79-92’dedir. Uraz’ın 142 ile 164 arasındaki yedinci bölümü, Erdoğan’da 139 ile 158 arasında yer almaktadır. Uraz’daki 165 ile 196 arasındaki sekizinci bölüm, Erdoğan’da 159 ile 179 arasındadır. Uraz’ın dokuzuncu bölümü ise Erdoğan’da kitabın başında yer almaktadır. Uraz’da 197 ile 223 arasındaki bu bölüm, Erdoğan’da 5 ile 39 arasındadır, Şamanizm bölümüne yeni bilgiler katılmıştır. Uraz’ın 224 ile 252 arasındaki onuncu bölümü, Erdoğan’da 181 ile 188 arasında yer almıştır. Uraz’da bulunan on bir, on iki ve on üçüncü Erdoğan’ın kitabına alınmamıştır.
Erdoğan, Uraz’ın kitabını, sadece bölüm başlıklarını değiştirerek bu kadar fütursuzca kendi kitabına aktardığı için ne dipnot ne de başka bir kaynak gösterme yolunu tutmuştur. Murat Uraz’ın ne adı ne de kitabı hiçbir yerde geçmemektedir. Kitabın sonundaki dört sayfalık kaynakça ise tamamen göstermeliktir. Zira orada yer alan Joseph Campbell’in, Mircea Eliade’nin, Jean-Paul Roux’nun kitaplarıyla ilgili bilgileri bu kitapta bulmak mümkün değildir. Murat Uraz, kullandığı kaynakları hiç değilse metnin içinde yazar ve kitap adıyla yer yer vermektedir. Bayram Erdoğan, metindeki bu kısımları bile atmış, bu kaynakları kaynakçada bile vermemiştir. Mesela Uraz’ın kaynak gösterdiği Reşit Rahmeti Arat’ın Türlü Cehennemler Üzerine Uygurca Parçalar’ı, Erdoğan’da göremiyoruz.
İki kitap arasındaki benzerlik hakkında bir fikir vermek için bazı cümleleri örnek göstereyim. Murat Uraz’ın kitabının “Kainatın Yaradılışı (cosmogonie)” adlı birinci bölümünün ilk paragrafı şu şekildedir: “Türk Kozmogonisinde, dünya denilen âlemin türeyişi üzerinde daha etraflı durulmaktadır. Gökler ve gökler âlemi içinde güneş, ay, yıldızlar gibi tanrısal kudretlerin de yaradılışlarına çeşitli olaylar gösterilmekte, ayrı açılardan bakılmaktadır.” (s. 15)
Bu paragraf Bayram Erdoğan’ın kitabında şu şekilde yer almaktadır: “Türk Kozmogonisinde, dünya denilen âlemin türeyişi hakkında daha ayrıntılı araştırmalar yapılmış ve üzerinde daha detaylı durulmuştur. Gökler ve gökler âlemi içinde güneş, ay, yıldızlar gibi Tanrısal kudretlerin de yaradılışlarına çeşitli olaylar gösterilmekte, farklı açılardan ele alınmaktadır.” (s. 95)
Murat Uraz’ın kitabında yer alan bilgi ve dizgi yanlışları, Bayram Erdoğan’ın kitabında cahillikten kaynaklanan bir körlükle aynen tekrarlanmıştır. Mesela, Uraz’ın kitabının 186. sayfasında, “Divan-ı Lûgut Üt Türk’ün 11. cildinde de şu kayıtlar vardır:” şeklindeki cümle, Erdoğan’ın kitabının 174. sayfasında aynı şekilde yer almıştır. Doğrusu şudur: Türk sözlüğünün kitabı, anlamına gelen bu kitap adı “Divanü Lûgati’t-Türk” veya “Divanü Lûgat-it Türk” şeklinde yazılır ve Besim Atalay’ın yayınladığı baskının ikinci cildi kastedilmektedir, on birinci cildi değil.
Murat Uraz’ın kitabı, gerek bilimsellikten uzaklığı, sistemsizliği gerekse Sümer ve Hitit gibi uygarlıkların mitlerini Türk mitolojisine mal etmesi yüzünden tarih bilgisinden yoksunluğuyla ancak bu alana ilgi duyan orta öğretim öğrencilerine yönelik yayınlanabilecek bir kitaptır. Uraz, dünyada mitolojinin ne olduğuyla ilgili oturmuş bir fikre de sahip değildir. Ona göre tanrılarla, dünyanın yaratılışıyla, insanın türemesiyle, kahramanlık destanlarıyla ilgili her anlatı mitolojiktir. Halbuki 2007’ye kadar dünyada mitolojiyle ilgili yayınlanmış pek çok çalışma Türkçe’ye aktarılmıştır. Hatta Orta Asya’daki Türk kökenli milletlerin gerek mitolojik gerekse masal, destan metinleri yayınlanmıştır. Hâl böyleyken mitolojiyle ilgili anlatı metinlerinin toplandığı Murat Uraz’ın kitabının yazar ve kitap adı değişikliğiyle tekrar yayınlanması sadece ve sadece yayıncıların para kazanma isteğiyle açıklanabilir.
Bir başkasının kitabını alıp bölüm başlıklarını ve yerlerini değiştireceksiniz ve kendi adınızla yayınlayacaksınız. Buna aşırma, intihal dışında daha ağır bir ifadeyle hırsızlık mı demeli siz okuyuculara bırakıyorum. İnsan emeğine saygısızlık bu kadar olur. Telif haklarıyla ilgili bir yasanın bulunduğu bu ülkede, bu nasıl fütursuzluk, bu nasıl cesarettir anlamıyorum. Belki yayıncı durumun farkında değildir diye yayıncılarla görüşmek istedim. Pozitif Yayınları’nı telefonla iki kez aradım, Artı Yayın Dağıtım’ın santrali çıktı, genel yayın yönetmeni Dursun Çimen’le veya dizi editörü Muharrem Kaşıtoğlu ile görüşmek istediğimi söyledim, dışarı çıktıkları söylendi; cep telefonumu bıraktım, arayan olmadı. Yaptıklarının farkındalar herhalde, suçluluk duygusuyla ses seda çıkmadı.
Böyle bir duruma doktora tezimi hazırlarken de rastlamıştım. Ziya Şakir Soko’nun Büyük Türk Kahramanı Seyyid Battal Gazi’nin Efsanevî Maceraları (1943) adıyla yayınlanan tarihî romanı, Murat Sertoğlu tarafından Battal Gazi (1967) seri romanlarının ilk kitabında da kullanılmıştı. Sertoğlu, konu, olay örgüsü, tipoloji, mesajlar ve üslûp açısından Ziya Şakir’in romanını tekrarladığını görmüştüm.
Korsan kitaplarda hiç değilse yazarının, yayınevinin, çevirmeninin adı da aynı kalıyordu; artık yazar adlarını da atıp kendi adlarını koyuyorlar. Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacağım. Bugün ona yapılan, yarın bana, ertesi gün size yapılabilir!
[1] Bayram Erdoğan, Sorularla Türk Mitolojisi, Pozitif Yay., İstanbul, 2007, 192 s.
[2] Murat Uraz, Türk Mitolojisi, Düşünen Adam Yay., 2. baskı, İstanbul, 1994, 340 s.
|